28 Haziran 2010

Ahmet Hoşgör-Turşunu Kursun

Huzurlarınızda Ahmet Hoşgör Abimiz.Kendisine yar olmayan bir kadın için yazdığı şiirler ile gönül kapımızı aralamış,hayranlığımızı kendisine bin kat arttırmış Ahmet Abimiz'in nadide eserini sizlerle paylaşıyorum.Sübhanallah ibretlik bir paylaşım olduğunu da söylemeden geçemiyeceğim..

Turşunu Kursun
kaç kere istedim anan vermedi..
baban razı oldu birşey demedi..
herkes sevdi beni anan sevmedi..
git anan söyle turşunu kursun!
benden başka varmı hiç yakışıklı..
galiba ananla sen danışıklı..
birşeyler dönüyor iş karışıklı..
git anana söyle turşunu kursun!
anacığım dedim göz yaşı döktüm..
geçtim karşısına boynumu büktüm..
niye vermez seni kime ne ettim?
git anana söyle turşunu kursun!
ellerini öptüm,az yalvarmadım..
işi sıkı tuttum,geç davranmadım..
savaşı ananla kazanamadım..
git anan söyle turşunu kursun!
gücendim elbette,kalbim kırıldı..
o günlerde içim kıpır kıpırdı..
şimdi diyecekler anan kıvırdı..
git anana söyle turşunu kursun!
turşunu kursun..turşunu kursun..

Dinlemek mi istiyorsun? Tıkla Bacım

Messi Yunanlıların Eline Verdi


Resim aslında herşeyi anlatıyor.Görüntü 2010 Dünya Kupası grup maçlarında çekildi.Bir tarafta Arjanti'nin süperstar'ı Messi,diğer tarafta ise Yunanistan Milli takımının futbolcusu Socrates Papastathopoulos.Maç 2-0 bitti.Messi top ile oyuncak gibi oynarken,Socrates ise Küçük Messi ile oynadı.Basında bu görüntü için "Messi'nin Cinsel Organını Tuttular!" diye yorumlar yapılsada bir Türk tabiri ile; Messi,Yunanlıların Eline Vermiştir.Bu da böyle biline.

CcC Not Ccc :Eğer Yunanistan çok meraklı ise; Ey komşu! Arayış içindeysen Türkiye yanıbaşında, uzaklarda arama.


Facebook vs İnci Sözlük

Gün geçmiyor ki bir İnci Sözlük saldırısı,hileliği,piçliği yaşanmasın.Efenim biz mutsuz muyuz bu durumdan? Hayır efenim.Seviyoruz biz inci sözlüğü.Oraya buraya yapılmayan saldırıları görünce keyifleniyor,eğleniyoruz.

Gelelim İnci Sözlük yazarlarının son icraatına.Gerçektende ibretlik bir paylaşım yapacağım sizlerle arkadaşlar.Bu bir tarih olarak görüle,biline..

Efenim Bu piçler hiç yorulmadan gitmişler Feysbuk'un şifre yazılan yerine "inci" yazmışlar.Tahminimce Google Translate şeysinle uğraşarak bu hale getirmişler.Ama çok hoş bir paylaşım olmuş.


Çözünürlüğü kötü oldu lan! Üzerine tıkla o zaman.

27 Haziran 2010

Mor ve Ötesi-Araf

Eurovision sonrasında derin bir sessizliğe bürünen Mor ve Ötesi,2010 yılı ile "Masumuyetin Ziyan Olmaz" albümü ile çıkış yaptı.İyikide yaptı.Hayranları olarak bu bekleyişin meyvesini almış olduk.Grup açısından da güzel albüm olduğu söylenmekte.Ben de bu albümün Mor ve Ötesi'nin en olgun albümü olarak tanımlıyorum.Albümün şarkılarına ve onların sözlerine baktığınızda gerçektende belirli bir olgunluğun yakalandığının farkına varıyorsunuz.Fazla gürültülü müzik yerine,ritimleri daha sembolik kullanarak kulağa hoş gelen bir albüm yapmışlar.

İlk olarak Okan Bayülgen'in Disko Kralı programında dinledim yeni albümlerini.Eski parçalarından çalmayarakta kendimce güzel birşey yaptılar.Program sonrasında ilk gün albümü edindim ve defalarca dinlemeye koyuldum.Ama aralarında öyle bir şarkı var ki.İşte o şarkı albümün en anlamlı parçası.İsmi Araf.Kelimenin anlamı ise;"İslam dininde,cennet ile cehennem arasındaki tepenin ismi."Günah ve sevaplarının eşit olduğu zaman cennet ve cehenneme gidemeyenlerin bekledikleri yer olarak da tanımlanıyor.Şarkı neyi mi anlatıyor?Bakalım;

Mor ve Ötesi-Araf

kalbin işine bak yüzüne bakamaz.
ağlar durur sen uyurken.
yalnız olamayan böyle mi yapar dersen anlarım.

aşkın içine bak, en güzeline
hem var hem yok mu, bile bile
adalet yok ya, canımı yakar bu sessizlik

yerimi bilmem,
bilmem ne taraftayım.
sesimi duymam,
ne zamandır araftayım.

kimler varmış içimde yoklama yaptım.
deliler çıktı, cellatlar bir de şeytanlar.



Solo Testimsi Hayat

Hayatım bugünlerde bi hayli karışık.Birşeyler ters gider gibi oluyor,hoop sonra tekrardan düzeliyor.Çözemiyorum kendisini.Aynı solotest gibi.Bazen gerizekalı çıkıyorum,bazen dahi,zeki.Alınıyorum gerizekalı çıktığım zaman.İstemiyorum açıkçası öyle görünmeyi.Ama işte dediğim gibi bazen oluyor.Bu aralar sadece daha sık gerizekalı çıktım.Hepsi bu.Geçer mi? diye düşündüğümde,cevap veremiyorum.Oturup düşünmek ile yetiniyorum.

İçkiyi fazla sevmememe rağmen açıp şişelerce bira,kadehlerce şarap içmek istiyorum.Sarhoş olup birkaç şişe kırmak istiyorum.Belki kafam düzelirde,rahatlarım diye.Sonra duruyorum.Yapma diyorum.Sen böyle değilsin.Korkaksın sen.İçemezsin,sarhoş olamazsın sen diyorum.

Bu aralar kaybettiklerimi,bulmak istemediklerimi buluyorum.Seneler sonra dolabımı karıştırırken solotest'imi buldum.Birkaç defa oynadım.Gerizekalı çıktığımda oldu,dahi de.Her oynadığımda ne için oynadığımı düşündüm.Hayat için oynadığımda mütemadiyen gerizekalı,saçma sapan şeyler için oynadığımda ise dahi çıkıyorum.Sorunda burda ya.Neyse.

Mourinho Fenerbahçe’ye Göz Kırptı (Müsvedde Haber)

Portekizli teknik adam Mourinho,Real Madrid ile sözleşme imzalamasından hemen sonra Fenerbahçe Spor Kulübüne göz kırptı haberleri yankılanmakta.Son günlerde spor camiası etik olmayan davranışlar ile çalkalanırken bu haberin basın içersinde yayılması iki camianın aralarının açılmasına yol açtı.

“Evet Fenerbahçe ye göz kırptım.”

Mourinho haberin duyulmasından sonra hiç vakit kaybetmeden bir basın toplantısı düzenledi.Çıkartılan bu tür haberlerin asılsız olduğunu,spekülatif güçlerin oyununa geldiklerini,muhtemelen benim başarımı kıskanan insanların çıkardığı aslı olmayan bir haber olduğunu belirtti.

“Aziz Yıldırım ile konuştum.”

Aziz Yıldırım’ın en yakın arkadaşlarından olduğunu belirten Portekizli teknik adam sözlerine şöyle devam etti; “Aziz beyle görüştüm.Zaten benim en yakın arkadaşlarımdan birtanesi olur kendileri.Böyle bir şeyin olmadığını çıkartılan bu haber için üzüldüğümü dile getirdim.ve beni büyük bir olgunluk ile karşıladı.Ona buradan selam göndermek istiyorum.” dedi.

“Turkcell Super Lig’i takip ediyorum”

Basın toplantısında muhabirlerin sorularını cevaplayan Mourinho; Turkcell Super ligini takip ettiğini,Avrupa ligleri arasında en sert futbolun oynandığını kamuoyu ile paylaştı.Real Madrid’in yaz kampını Türkiye’de yapmayı planladıklarını bu periyot içersinde Türk takımları ile hazırlık müsabakaları düzenleneceğini söyledi.

“Türkiye’den en çok İbrahim Üzülmezi beğeniyorum.”

Sorulara ustalıkla cevap veren Mourinho,Türkiye futbolu ile yakından ilgilendiği gözlerden kaçmadı. “Türkiye’den takip ettiğiniz futbolcular arasında en beğendiğiniz kim?” sorusuna “Kesinlikle İbrahim Üzülmez.”yanıtını verdi.Hırsı,mücadeles,,bitmeyen performansı ve yaptığı düz koşuların Avrupa düzeyindeki birçok futbolcuda bulunmadığını ileri sürdü.

“Jokey olmak için ata olmak şart değil.”

Verdiği kurnaz cevaplar ile muhabirleri şaşırtan Jose Mourinho, Fox Tv’nin “Bizden Kaçmaz” adlı programının zıpır muhabiri Zeynel Topal’ın sorusuna verdiği cevap ise muhabirleri bir hayli güldürdü.

Zeynel Topal: “Öncelikle soru hakkı tanıdığınız için teşekkürler.Genel olarak teknik adamlara baktığımızda daha önceleri futbolcu oldukları ya da futbol içersinde tanınan isimler olduklarını gözlemliyoruz.Ama sizin hayatınızda futbol ile alakalı pek fazla bir bilgiye rastlayamıyoruz.Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Jose Mourinho: “Şunu söylemek isterimki; Bir jokey olmak için daha öncesinde at olunması gerekliliği ile ilgili bir bilgi yoktur.Teknik adamlık ta böyle bir şeydir işte.” dedi.

Bu soru sonrasında daha fazla soru almayacağımı belirten Jose Mourinho; “Herkese teşekkürler” diyerek basın toplantısını sonlandırdı.

Taksim Burger King İlk 100′de (Müsvedde Haber)

Dünya istatistik kurumu tarafından düzenlenen anket sonucunda Burger King ilk 100’e girdi.Birçok kategori halinde gerçekleştirilen anket milyonlarca kişinin oyları ile belirlendi.Türkiye’nin de içinde bulunduğu 140 ülke arasında gerçekleştirilen anket sonucunda sevgili çiftlerin buluşma mekanları arasında Taksim Burger King önü 53. olarak büyük bir başarı elde etmiş oldu

“53. olmaktan gurur duyuyoruz.”

Ülke çapında sevinç gösterileri ile karşılanan 53.lük zaferi,gazete manşetlerine sığmayacak düzeydeydi.Taksim Burger King CEO’su “Kenedi King” alınan bu başarının Türkiye’ye mal edilmesi gerektiğini,kazanılan zafer Türk gencinin azmi olarak değerlendirilmesini önemle rica ettiğini basın mensupları ile paylaştı.

“Eiffel Kulesini geride bıraktık.”

Anket sonuçlarına göre birinci sırayı Mısır Piramitleri’nin önü alırken,son sırayı ise Tac Mahal almış oldu.Türkiye’yi 53. olarak temsil etmiş olan Taksim Burger King önü sonuçlanan verilere göre geçen senenin birincisi olan Eiffel Kulesini geçtiği gözlemlenmiştir.

“Türkiye bizimle gurur duyuyor.”

VIP uçak ile Türkiye’ye dönen Burger King CEO’su Kenedi King; “ Atatürk Hava Limanındaki karşılama bizleri gerçektende çok şaşırttı,duygulu saniyeler yaşamamıza sebep oldu.Tüm destekleyenlere çok teşekkür ediyoruz.”dedi.Omuzlar eşliğinde arabasına zor ulaşan Kenedi’nin yüzünden gülücük eksilmediği,halinden memnun olduğu kameralar tarafından gözlemlendi.

“Hedefimiz Nice Elli üçüncülükler.”

Gelecek sene tekrardan başvuru yapacaklarını belirten Kenedi,Türkiyemize bu başarının devamını getirmek istediklerini,bu kategoride devamlı olmak ve başarıya her defasında ulaşmak istediklerini belirtti. Nice elli üçüncülüklerin bizi beklediğini belirtmekten gurur duyduklarını basın mensuplarına söylemeden geçemedi.

“Ülkemizde düzenlemek için başvuru yapacağız.”

Hedeflerinin gün geçtikçe büyüyeceğini belirten Mr. Kenedi; “Yarışmanın gelecek sene Türkiye’de yapılmasını istiyoruz.Bu yönde çalışmalarımız Başbakanlık kurulu ile birlikte devam ettirmekte.Dünya gözünde prestiji fazla olan yarışmanın Türkiye’de düzenlendiğini görmek gerçektende mutluluk verici ve ekonomik alanda yeni kapıların aralanacağı yönünde hem fikir olduğumuzu söylemek istiyorum.Amacımız,dünya gençlerinin Taksim Burger King önünü tanımaları olduğunu.” dile getirdi.

Türkiye’de Yaz Mevsimi (Müsvedde Haber)

Kuzey Yarımküresi olarak yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde hayatın daha da zorlaştığını farkında oluyoruz insanlar olarak.Sıcak havalar insanların başka şehirlere,başka ülkelere seyahat etmesini sağlıyor.Sıcaklığın getirdiği yararlar haricinde günümüzde daha çok zararını görmekteyiz.Bu haberimizde biraz bunlardan bahsedeceğiz.

“Süs havuzları insanları serinletiyor.”

Şehirlerin en gözde,durak yerleri olan süs havuzları buluşmalardan daha çok serinlemeye yarıyor bu günlerde.Umumi havuzların,otel havuzlarının el yakmasından sebep insanlar süs havuzlara girerek serinliyor,keyifleniyor.

Süs havuzlarını ticarete dökmeye başlayan iki Kayserili havuz başında içki,hamburger satışlarına başlamışlardır.Böylece insanlar umumi havuzlardaki keyfi süs havuzlarında çıkartabiliyor,havuz başı keyfini dilediğince çıkartıyorlar.

Turistlerin ilgisini çeken bu görüntüler,diğer senelerde daha fazla süs havuzlarının daha fazla turist çekebileceği konuşuluyor bu sıcak yaz günlerinde.

“Gri T-shirt Giymeme Yasağı.”

Sıcaklıkların 30-35 derecelerde olmasından dolayı insanların terleme oranı da gün geçtikçe artıyor.Terleme sıkıntısı çeken insanlar bu duruma bir çağre bulamadıkları,bu yüzden t-shirt’e geçicek olan terin görünmemesi için özellikle gri,kırmızı,mavi gibi ter belli eden renklerin giyilmemesinde mutabakat sağlamışlardır.

“Yaşlı Teyze Alarmı!”

Sıcaklıkların artması ile birlikte yaşlı teyzelerin mevsimsel sevimsizlik günleri de başlamış oldu.Sevimsizlik günlerini her sene olduğu gibi tüm toplu taşıma araçlarında gösteren huysuz teyzeler bu sene de yüksek performans sergilemektedirler.Yaşlarına bakmaksızın mevsimlik sevimsizlik günlerini hunharca kutlayan teyzelerimiz hayatlarından mutlu,fakat yeni neslin vefakarsızlığından şikayetçiler.Haziran’ın ilk salısından,Ekim’in üçüncü perşembesine kadar devam mevsimsel sevimsizlik günleri aralıksız toplu taşıma araçlarında süreceği basın mensuplarına bildirildi.Katılımın ücretsiz olduğu fakat 65 ve yukarı yaş sınırı olduğu bildirildi.

“Hastanelerin Acil Servisleri Doldu.”

Geçen yıllara nazaran hastanelerin acil servislerinin dolduğu Sağlık Bakanlığı tarafından bildirildi.İnsanların sıcaktan bayılma,fenalaşma,beyin .cıklaması geçirmesinden dolayı değil,klimaların koridorları göt dondururcasına soğutmasından tevellüt olduğu rakamlarla basın mesupları ile paylaşıldı.

“Asfalta Yumurta Kırsan Omlet Olur.”

Senelerdir kullanılmayan tabirlerin bu yaz tekrardan canlandığını görmekteyiz.Seksen ikilerin trendi olan “Asfalta yumurta kırsan omlet olur” tabiri bu günlerde daha sık duyulmasına sebep olmuştur.Top 10 espri listesinde hızla ilerleyen bu tabir bu haftanın ikinci basamağında yerini aldı.Birincilik ise halen “Artiz ne arar la bazarda” da.

Otopark Bariyerlerini Hiç Sevmem

http://www.ozgurzaman.net/bariyer/otopark_bariyeri.jpg

Yıllar yılı birçok kez rezil oldum,birçok kez aptal hareketlerde bulundum.Hiç sırıtma sanki sen hiç rezil olmadın.Doğruları konuşalım şimdi.Bu dönemler arasında hangimiz çok cool takılması gereken yerde düşmedi,hangimizin kafasına kuş olmayacak yerde sıçmadı?Evet şimdi hatırlıyorsunuz rezilliklerinizi.Şimdi siz anlatmadan ben bir tanesini paylaşayım ki,o arada sizde düşünün..Şimdi anlatıcaklarım beni yıllar sonrasında tekrardan rezil edecek ama umursamıyorum..
Çok değil,herşey 4-5 sene önceden yaşandı.Aptaldım resmen o dönemler.Hiçbirşeyden haberim yok adeta ortalıkta mal gibi geziniyordum.Yine ambale kafam ile gezdiğim günlerden birtanesinde "Olivium Alışveriş Merkezi" 'ne alışveriş yapmak amacıyla gitmiştik.Sanki başka bir amaç için diliyormuş gibi yazdım.Neyse..Araba ile giriş kısmına yaklaştık.Annemin elinin bilet makinasına ulaşmadığını sezince hemen arabadan indim.(Zaten o bilete ulaşmak için bir insanın O'neal cinsinde olması gerek.Yetkililere seslenmiş oluyorum bu vesile ile.)Çok yardım sever bir görüntü çiziyordum..Ve bilet almak için bastım makinaya o talihsiz fişi anneme uzattım.Arabanın izinsiz geçmemesi için önde duran yaklaşık 10 kg ağırlığındaki metal direk yavaşça arabanın önünden kalktı ve araba hız aldı.Ben ise halen bilet aldığım makinanın önünde duruyordum..Birkaç adım attım araba geçtikten sonra.Ama işte malım ya hiç yürümüyorum öle manda gibi bakıyordum.(Tüm mandalardan özür dileriz.)Araba öyle güzel parkediliyor ki onun hayali ile yerimde durmaya devam ettim.Arkamda başka araba yok.Sadece izliyorum.Ve birkaç saniye içersinde yukarıdan kafama o yaklaşık 10 kg olan demir çubuk başıma indi.İşte o vakit yere yığıldım sayın seyirciler..Kaldırıma attım kendimi ve saniyelerce başımı tuttum.Artık tabiri caisse "beyin amcıklaması" geçiriyordum.Hafıza kaybı geçirebileceğimi o mallık içersinde düşündüğümden içimden "iki çarpı iki dört,dört çarpı dört onaltı" hesaplarını yapıyordum.İnanılmazdı beyin amcıklaması geçirmiyor,hafıza kaybı olayı söz konusu değildi.O durumdan tek farklılığım kafamda yumurta büyüklüğünde bir şişkinliğin çıkması idi.İleriden annem ve görevlinin bana doğru hayretler içersinde koştuğunu farkettim.Görevlinin suratında hafif bir gülümseme seziyordum.Ama o an için önemli değildi,kafam acıyordu.Yanıma gelmişlerdi.Annem:"Ah oğlum,birşeyin var mı?" cümlelerini sarfederken.O gülümsemeye sahip görevli bariyeri kontrol ediyor sağa-sola,aşağı-yukarı sallıyordu.O an için benden önemli bir bok varmış gibi seziyor,benden daha değerli diye iç geçiriyordum.Daha sonra ayağa kalktık ve alışverişmerkezine tam giriyorken.Arkama baktım ve dünyam değişti.Baktığımda bir çiftin bana güldüğünü farkettim.İşte o anda ilk küfürümü ettim."amınz koyim" dedim.Çok mesud idim,saflığımı atmış benliğime kavuşmuştum.

O günden beri ne bariyerlerin altına girdim,ne de bilet için kendimi öne attım.Artık yardımsever bir insan profili çizmiyor,o ilk küfürden sonra ağzımdan küfürü eksik etmiyor durumdayım.Kısacası mutluyum,rezillik çıkarmıyorum..Gayet doğal hayatımı sürdürüyorum.Bana hayatının dönüm noktası bir bariyer olacak deselerdi,kesin güler geçerdim.Düşünün bir hayat var ve bu hayat bir bariyer ile değişiyor.Ne kadar boktan değil mi?İşte bir insanın hayatına birşeyler girer ve hayatı değiştirir.Benimde aklımın başıma gelmesini o bariyere borçluyum.Başlık ile ters düşecek biliyorum ama böyle bitirmek istiyorum herşeyi.I love you bariyer.

Sessizlik

Sessizlik.Söylerken bile insana huzur,hayata anlam,karmaşaya durgunluk katıyor.Sıkıldığımız zamanların en büyük kurtarıcısı olarak tanımlıyorum ben.Siz nasıl tanımlarsınız çokta umrumda değil aslında.Benim ona ne değer kattığım daha önemli.Hepimiz için böyle olmalı.Kendimiz değer katmalı,kendimze göre sevmeliyiz.Yoksa senin gibi sevmişim benim neyime yarar?Sessizliği yakalamanın birkaç kuralı var aslında.Yakalamak değilde ona en güzel değeri vermenin diyelim.Bunları sizlerle paylaşıp,paylaşmama arasında gidip geldim.Çünkü dedik ya;sizin sessizliğiniz benim sessizliğim değil.Ne düşünüyorsanız,ben tam tersini düşünüyorum.Buna zorlayarak mı ulaşıyorum?Hayır.Kendisi şekilleniyor kafamda.Sessizlikten tad almak istiyor,iliğine kadar ondan yararlanmak istiyorsanız onu ilk önce tanımalısınız.Sessizlik soyut bir kavram olsada,hayatımızın bence en somut elle tutulabilir değeri.İnsan olduğuma bazen seviniyorum.Neden mi?Sırf şu sessizliği tadmış olmanın verdiği hazla.Çılgınca değil mi?Sessizliğin tadına en çok baş ağrıları çektiğim zaman ulaşabiliyorum.O beynimin zonklaması dediğimiz anlarda sessizlik imdadıma yetişiyor.Ne ilaç,ne de karanlık.Hiç biri sessizliğin verdiği etkiyi veremiyor bu zavallı beynime.Bundan sonra sessizliğime "o" demek istiyorum.Onu kişileştirmek belki beni daha fazla ona yakın hissetmemi sağlar.Sıkıntılı dönemlerde ne zaman O'nu hissetmek istesem,o hiçbir zaman beni yalnız bırakmıyor.Geliyor ve gerekli sessizliğimi verip,elinden tutmama,bırakmamama rağmen çekip gidiyor.O kadar narin ki.Beni hiç kırmıyor.Nereye gittiğini sorduğumda: başka sessizliğe muhtaçlar var diyor.Ben de her defasında olumlu karşılıyor.Paylaşımcıyım anlıycağın.İşte öyle birşey O'nunla tanışmak.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...